KEREVİZİN FAYDALARI VE ZARARLARI
Faydaları
- Kerevizin kanser üzerinde olumlu etkileri vardır. Özellikle meme kanseri hücrelerinin çoğalmasını geciktirerek, meme kanserine yakalanma olasılığını en aza indidir.
- Cinsel problemlere karşı iyi gelir. Özellikle kereviz sapı cinsel problemlere karşı faydalıdır.
- Kerevizin kan basıncını azaltıcı etkisi vardır. Kan dolaşımının daha aktif ve sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini sağlar.
- Kötü kolesterole karşı faydalı bir besin kaynağıdır. Kolesterolü düşürerek, kolesterol ile alakalı bazı hastalıkların oluşum riskini azaltır.
- Göz sağlığını koruyucu etkidedir. A vitamini bakımından iyi bir kaynak olan kereviz, görme sorunu ve göz dejenerasyonunu engeller.
- Özellikle kereviz sapı düzenli olarak tüketilirse kilo vermeye yardımcı olur. Diyet yapanlar kerevizi diyet listesine gönül rahatlığı ile ekleyebilir.
- Beyin sağlığını koruyucu etki yaratır.
- Karaciğer ve mesanenin daha fonksiyonel çalışmasını sağlar. Kereviz doğranarak, yemeklerde ya da çiğ olarak tüketilebilir.
- Sakinleştirici etkiye sahiptir.
- Sindirim sistemi için yararlı bir sebzedir. İçeriğinde bol miktarda su bulunduğu için vücuttaki zararlı maddelerin kolaylıkla dışarı atılmasını sağlar. Bağırsakları yumuşatarak kabızlığa karşı iyi gelir.
- Sinir sistemi üzerinde de olumlu etkileri vardır. Beyinde yer alan asitleri dengeleyerek, uyku kalitesine katkıda bulunur.
- İltihap azaltıcı etkisi vardır. Özellikle romatizmaya bağlı gelişen iltihapların kurumasına yardımcı olur.
- Akne ve astım probleminde karşı da kereviz sapından yararlanılabilir.
Zararları
- Eğer ishal sorunu yaşanıyorsa, sorun giderilene kadar kerevizden uzak durulmalıdır. Kerevizin idrar söktürücü özelliğinde dolayı sorunu arttırabilir.
- Zengin besin lifleri içerdiği için sağlıksız şekilde tüketilmesi ishal, gaz ve karın ağrısına neden olabilir.
- Hamilelik ve emzirme döneminde olan anneler üzerinde nasıl bir etki bıraktığına dair bilimsel bir çalışma bulunmamaktadır. Bu yüzden kerevizi tüketmeden önce doktorlara danışılmalıdır.
- Sinir sistemi üzerinde etkili olduğu için ameliyata hazırlanan hastaların 1 hafta veya 10 gün önceden tüketimi durdurmaları önerilir.
- Yine aşırı kullanıma bağlı olarak fazla alınan vitaminler, karaciğer ve sindirim sistemlerinde bazı sorunlara neden olabilir.
- Published in ÖNEMLİ BİLGİLER
KİŞNİŞİN FAYDALARI VE ZARARLARI
Faydaları
- Cilt iltihaplanmalarına iyi gelir: Sinel ve linoleik asit kişnişin içerdiği 11 uçucu yağ bileşeninden sadece ikisidir. Bu bileşenler anti romatizmal ve anti artritik özelliklere sahiptir. Böylece şiş gibi durumların hafifletilmesine yardımcı olabilmektedir. Kişnişteki bazı bileşenler vücuttaki fazla suyun idrar yoluyla atılmasını sağlamaktadır. Bu nedenle, böbrek fonksiyonları ya da anemi nedeniyle oluşan şişliği indirmek için etkilidir. Deri iltihabı nedeniyle oluşan cilt problemlerinin de iyileşmesini desteklemektedir.
- Kolesterolü düşürür: Kişnişin sahip olduğu linoleik asit, oleik asit, palmitik asit, stearik asit ve askorbik asit (C vitamini) gibi maddeler kandaki kolesterol seviyelerinin azalmasında oldukça etkilidir. Kalp krizi ve felçlere neden olabilecek ciddi kardiyovasküler rahatsızlıkların oluşma riskini, kötü kolesterol (LDL) birikimi düzeyini engellemeye yardımcı olarak azaltmaktadır. Aynı zamanda hastalıklara karşı savunma oluşturmaya yardımcı olan sağlıklı kolesterol (HDL) düzeylerini yükseltmek için de etkilidir.
- Kan basıncına etki eder: Kişniş tüketimi hipertansiyon hastası birçok hastanın kan basıncını azaltmak için pozitif bir etki göstermektedir. Kalsiyum iyonları ve kolinerjik etkileşimi periferal ve merkezi sinir sisteminde nörotransmiter ya da daha yaygın adıyla asetilkolin olarak bilinmektedir. Bu iki madde arasında bir etkileşim olmaktadır; böylece damar gerginliğini rahatlatarak bir dizi hastalığı önleyebilmektedir.
- Kalp sağlığını destekler: Kişnişin kalp sağlığı için sayısız faydası vardır. Kişniş hem kolesterol düzeylerini düşürerek hem de kan basıncını optimize ederek kalp sağlığını desteklemektedir. Aynı zamanda içerdiği antioksidanlar kalp fonksiyonlarının düzgün çalışmasını sağlamaktadır.
- Sindirime yardımcı olur: Eğer hazımsızlık gibi bir durumdan muzdaripseniz kişniş tüketimi size bu konuda yardımcı olabilmektedir. Kişniş midenin fonksiyonlarına yardımcı olabilecek besinlerle doludur. Bu besinler sindirime destek olmaktadır. Sonuç olarak, yemeklerinize eklediğiniz ham kişniş yaprakları sindirim sistemi için yapacağınız en iyi şeylerden biri olabilmektedir.
- Enfeksiyonlarla savaşır: Kişniş sahip olduğu uçucu yağlar nedeniyle en az antibiyotik bileşikler kadar çok etkili antimikrobiyal ajanları da bünyesinde barındırmaktadır. Bu bileşikler özellikle taze ve pişmemiş kişniş yaprakları ve özünde bulunmaktadır. Bu yapraklar mantar, bakteri ve maya enfeksiyonlarının tedavisinde de kullanılmaktadır.
- Bağışıklık sistemini güçlendirir: Kişniş bitkisel besinler ve vitaminler ile doludur, bu nedenle bağışıklık sistemini güçlendirmek için harika bir yoldur. Kendiliğinden sahip olduğu antibakteriyel ve antifungal özellikler nedeniyle enfeksiyonlara karşı korumakla kalmaz aynı zamanda rahatsızlıkları çabuk yenebilmek için destek olur.
- Kanseri önler: Kişniş antioksidan yeteneği sayesinde kanserin tedavisine yardımcı olabilmektedir. Bitkinin kökü ile yapılan ekstrakt üzerine yapılan çalışmalarda, kişnişin DNA hasarı ve kanser hücresi göçünü önleyebildiği, aynı zamanda kanserli hücre ölümüne yardımcı olduğu görülmüştür.
- Ağız sağlığına iyi gelir: Kişnişin sahip olduğu citronelol isimli bileşen antiseptik olarak hizmet vermesiyle bilinmektedir. Ayrıca ağızda oluşan ülser ve yaraların durumunun kötüleşmesini engellemeye yardımcı antimikrobiyal etkiler göstermektedir. Aynı zamanda nefes tazeleyici olmasıyla birlikte iyileşme sürecini de hızlandırmaktadır.
- Kansızlığa (anemi) iyi gelir: Kişniş anemi hastaları için yararlı olabilecek miktarda demir içermektedir. Kandaki demir eksikliği kalp çarpıntısı, nefes darlığı, düşük kognitif fonksiyon ve aşırı yorgunluğa yol açabilmektedir. Kişnişte bulunan demir ise kemik sağlığını desteklemekte, enerji artışına yardımcı olmakta ve vücuttaki organların düzgün çalışmasını desteklemektedir.
- Alerjileri tedavi eder: Araştırmalar, kişnişin alerji ve saman nezlesi yoğunluğunu azaltan güçlü bir anti histamin özelliğe sahip olduğunu göstermiştir. Kişniş bitkiler, gıda, böcek alerjisi nedeniyle boğaz bölgesindeki mevcut bezlerde oluşan şişliği azaltmak için oldukça etkilidir. Bu nedenle, kişniş alerjik reaksiyondan etkilenen bölgeye uygulanabilmektedir.
- Göz sağlığını destekler: Kişniş antioksidan olduğu kadar görme bozuklukları ve maküler dejenerasyon gibi göz sorunlarının önüne geçen A vitamini ve C vitamini açısından da zengindir. Bazen uzun çalışma saatleri nedeniyle gözlerde yorgunluk yaşanmaktadır. Bu durumlarda vitamin ve mineraller açısından iyi bir kaynak olan kişniş gözümüzün bu stresini azaltır. Ayrıca yaşlanan hastalarda görme bozulması etkilerini tersine çeviren beta-karoten içermektedir. Günlük olarak yemeklere eklenen kişniş göz sağlığına destek olmaktadır.
- Menstrüel sorunlarla mücadele eder: Özellikle genç kızlar normal hormon düzeyi dengesizlikleri nedeniyle yaşanan menstrüel sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedir. Bu dönemlerde yenilen karbonhidrat ve önemsiz miktardaki besinler bu durumu tetikleyebilmektedir. Bu sağlıksız yiyecekler yerine kişniş tüketimini tercih etmek hormonların üretimini teşvik eden endokrin bezini uyarmakta ve adet döngülerini korumaya yardımcı olmaktadır.
- Stresi azaltır: Günümüz dünyasında birçok kişi endişe ve stresten muzdariptir. Bu durum panik atak ve anksiyete gibi durumları da tetikleyebilmektedir. Kişniş ise sinirleri sakinleştirmekte ve stres semptomlarını azaltmaya yardımcı olmaktadır. B vitamini açısından da zengin olan kişniş zihin için iyi bir destekçidir.
Zararları
Öncelikle mide asidi sorunları yaşayanların kişnişten kesinlikle uzak durması gerekiyor. Çünkü sindirim sistemine ne kadar iyi gelse de mide asidi nedeniyle gelişen gastrit, reflü ve ülser gibi sorunlar yaşayanların sorunlarını artırabiliyor.
Ayrıca, karaciğeriyle ilgili sorunlar yaşayanların ya da ciddi herhangi bir rahatsızlığı olanlar ile hamilelik sürecini geçiren kadınların uzak durması, kullanmaya kararlılarsa bile öncelikle kesinlikle doktorlarına danışmaları ve doktorlarının tavsiyeleri doğrultusunda hareket etmeleri büyük önem taşıyor.
- Published in ÖNEMLİ BİLGİLER
PALAMUT BALIĞI
Orta sıkı, siyah ve bol etli, yağlı, pulsuz, kalın kılçıklı, uzun ve basık gövdelidir. Sürüler halinde yaşayan göçmen bir kıyı balığıdır. Palamut, uskumru, kolyoz ve orkinos gibi aynı familyanın üyeleridir. Sırt bölümünde eğik çizgiler bulunur. Karın bölgesi gümüşi renktedir.
Fileto olarak alınabilir. Ege’de yaşayan tombik, benekli orkinos ve yazılı orkinos türlerinde sırttan karına doğru dalgalar halinde inen alacalı bant ve karın civarında siyah benekler bulunur. Bu cinsin etinin tadı gerçek palamuda göre lezzetsiz olduğundan, satın alırken göz önünde bulundurulmalıdır. Tombik, yazılı ve benekli orkinos, palamut diye satılmak istenir, fakat bunlar farklı türde balıklardır. Önce Karadeniz’den sürüler halinde vanoz ve çingene palamudu, eylülden itibaren de palamut gelmeye başlar. Bu aylarda özellikle torik, palamuttan daha yağlıdır. En lezzetli zamanı havaların soğumasıyla birlikte eylül başından şubat ortalarına kadar olan zamandır. Bu mevsimde çok yağlı olduğundan ızgara ve fırını tavsiye edilir.
Pişirme Yöntemleri ve İpuçları
Siyah etli olduğu için haşlama, buharda pişirme ve çorbası tercih edilir. Izgara, tava, fırın, güveç, konserve ve lakerdası güzel olur.
- Published in ÖNEMLİ BİLGİLER
DİLBALIĞI
Antik çağda, Romalıların baş tanrısı olan ve göklerdeki babamız diye seslendikleri Jüpiter’in sandalına benzetilirmiş. Küçük, ince kılçıklı, pulsuz, sıkı, beyaz etli ve az yağlı yassı dip balığıdır. Beyaz etlilerin en lezzetlilerindendir. Gözleri sol tarafındadır, sağ yanı renksizdir ve sırt yüzgeçleri gözünün önüne kadar uzanır. Karın kısmının rengi pembeye çalar. Oval şekilli bedeni kahverenginin tonlarındadır. Ancak yaşadığı zeminin rengine göre koyulaşıp açılır. Ortalama 30-35 cm boyundadır. 600 gr ağırlıkta ve 50 cm boyunda olanları da görülür. Tat olarak pisi ve kalkana benzetilse de kendine özgü ayrı bir tadı vardır. Dilbalığının ülkemizde 15 değişik türü bulunmaktadır. Genelde her mevsim bulunabilen, ekonomik değeri yüksek bir balıktır. Denizlerimizde birçok çeşidi bulunmaktadır.
Tulum çıkartılarak satın alınması tavsiye edilir. Kıyı yöreleri dışında pek tanınan bir balık değildir. Vietnam’dan ithal edilen pangasius balıkları dilbalığı olarak satılmaktadır. Senegal, Pakistan, Gine, Hindistan ve Tunus’tan ithalatı da yapılmaktadır. Kış aylarında eti kıvamına ulaşarak dolgun ve lezzetli olur. Kasım ve mart ayları en lezzetli dönemidir.
Pişirme Yöntemleri ve İpuçları
Birçok pişirme yöntemine uygundur. Pisi ve kalkan tarifleri bu balığa da uygulanabilir. Izgara, tava, buğulama, haşlaması tercih edilebilir. Kremalı ve hafif soslarla pişirilebilir.
- Published in ÖNEMLİ BİLGİLER
LAKERDA
Malzemeler(4 kişilik)
- 4 adet palamut
- 150 gr kayatuzu
- 5 çay kaşığı toz şeker
- 8 adet defne yaprağı
- 4 yemek kaşığı zeytinyağı
- Yarım demet dereotu
- Yarım çay kaşığı karabiber
Balıkların omurgasında bulunan tüm kanı ince bir fırça yardımıyla temizleyin. Balıkları 5 cm kalınlığında takoz kesin. Temizlenen parçaları buzlu soğuk suyun içinde yarım saat kadar bekletin. Etin içinde kalan kanın iyi çıkmasını sağlayın. Balığın omurgasındaki iliği bir telle çıkarın. Kuru bir bezle fazla suyu alıp parçaları zemine 1 cm kalınlığında kayatuzu serilmiş bir kaba sıkışık bir şekilde aralarına defne yapraklarını yerleştirerek dizin. Üzerlerine azar azar şeker serpim. Daha sonra 1 cm kalınlığında tuzla üzerini kaplayın. En üste bir tahta parçası ve 2 kg ağırlık yerleştirin. Balık parçalarının bıraktığı suyu her gün boşaltın. 10-12 gün içinde yenebilecek hale gelen takozların kılçıklarını ve derisini çıkarın ve tuzlu suyun içine aktarıp buzdolabında muhafaza edin. Kırmızı soğan ve yeşil sos, dereotu ve karabiberle birlikte soğuk olarak servis edin.
Afiyet Olsun!
- Published in SOĞUK MEZELER
TONBALIĞI(ORKİNOS)
Pulsuz, yağlı, siyahi lop ve sıkı etli bir balıktır. Sırtı koyu metalik mavidir. Yanları koyu gri, karnı gri beyazdır. Uzunluğu 3-4 m. ve ortalama 100-150 kg’dşr. En çok 00 kg kadar olabilir. Sürü halinde yaşayan gezici balıklardandır. Hemen hemen Akdeniz ve Ege’yi dolaşır. Gıda endüstrisi yönünden değeri yüksektir. Konservesi yaygındır.
Fileto yapılarak alınması tercih edilir. Avusturalya ve Libya’dan ithalatı yapılmaktadır. Uluslararası Tonbalığı Kurulu’nca avlanmasına kota getirilmiştir. Sadece 15 mayıs-15 haziran arasında kotası kadar avlanmasına izin verilir.
Pişirme Yöntemleri ve İpuçları
Yağlı bir balık olduğu için mümkün olduğunca az yağ kullanılarak pişirilmelidir. Izgara, fırın, buğulama, güveç ve konserve olarak tercih edilebilir. Kremalı ve keskin soslarla iyi gider.
- Published in ÖNEMLİ BİLGİLER
TARAMA KEFAL SALATASI
Malzemeler(4 kişilik)
- 250 gr kefal yumurtası
- 4 dilim beyaz ekmek içi
- 1 adet limon suyu
- 1 çay bardağı zeytinyağı
- 1 diş sarımsak
- 1 adet kırmızı soğan
- Yarım yemek kaşığı tane karabiber
- 3 yemek kaşığı su
Ekmek içini suyla ıslatın. Soğanı rendeleyip suyunu iyice sıkın. Balık yumurtalarının zarını soyun ve küçük parçalar halinde kesin. Islatılmış ekmek içini, balık yumurtasını, sarımsağı ve limon suyunu azar azar zeytinyağı ekleyerek blenderdan geçirin. Açık renkli sürülebilir bir karışım elde edinceye kadar karıştırın. Rendelenmiş soğanı ve tuzu da ilave edip tekrar karıştırın. Yarım saat kadar buzdolabında bekletin. İrice öğütülmüş karabiberle birlikte sıcak balık yemeklerinin öncesinde ya da yanında soğuk olarak kızarmış ekmek dilimleriyle servis edin.
Afiyet Olsun!
- Published in SALATALAR