ENGİNARIN FAYDALARI VE ZARARLARI
Faydaları
- Kolesterol seviyesini dengede tutar.
- Sindirim sistemini güçlendirir.
- Anemi hastalığına iyi gelir.
- Demir eksikliğini giderir.
- Enginar kolesterolü sağlıklı bir seviyede tuttuğu için karaciğerde oluşabilecek sorunlarında önüne geçer.
- Yüksek kolesterolden kaynaklanan felç ve inme gibi riskleri azaltır.
- İdrar söktürücüdür.
- Bağışıklık sistemini güçlendirir.
- İçerisinde bulunan K vitamini sayesinde kemik sağlığı açısından önemlidir.
- Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azaltır.
- Hücrelerin yenilenmesi ve güçlenmesini sağlar.
- Potasyum ve sodyum açısından zengin olan enginar kan hızını düzenli bir seviyede tutar.
- Sindirim sistemini sağlıklı çalıştırdığı için zayıflamaya yardımcı olur.
- Kabızlığı giderir.
- Mesane problemlerinin önüne geçer.
- Antioksidan özelliği sayesinden hastalıklardan korur.
- Kansere yakalanma riskini azaltır.
- Cilt ve deride meydana gelen mantar, egzama gibi hastalıkların alternatif tedavisinde kullanılabilir.
- Beyin ve sinir sistemi üzerinde etkilidir. Beyin sağlığını korur.
- Mide ağrılarına fayda sağlar.
- Böbrek de oluşan rahatsızlıkların önüne geçer.
- Özellikle prostat kanserine ve meme kanserine karşı koruma sağlaması da enginarın faydaları arasındadır.
- Vücudu toksinlerden arındırır.
- Stresi engeller.
- Bulantı, kusma, ekşime, şişkinlik gibi sorunlara iyi gelir.
- Ateş düşürür.
Zararları
- Aşırı tüketilmesi halinde ishale, gaza ve karın şişkinliğine sebep olabilir.
- İdrar söktürücü özelliği olduğu için ishal sorunların yaşadığınız dönemlerde tüketilmemelidir.
- Aşırı dozda enginar tüketilmesi, özellikle alerjik bünyelerde kaşıntı, deri döküntüsü, boğazda şişme gibi olumsuz etkiler gösterebilir.
- Eğer safra kesesi rahatsızlıkları ile mücadele ediliyorsa, enginar tüketimini doktor kontrolünde gerçekleştirmek önem taşır. Bu dönemlerde aşırı enginar tüketimi safra rahatsızlıklarınızı tetikleyebilir.
- Kadınların hamilelik ve emzirme döneminde bazı sorunlar oluşturabileceğini söyleyen uzmanlar var. Sayıları çok az olsa da göz ardı edilmemesi gerekir. Anne adaylarının ve emzirme sürecinde olan annelerin tüketim için doktorlarına danışmaları önerilmektedir.
- Published in ÖNEMLİ BİLGİLER
ZENCEFİLİN FAYDALARI VE ZARARLARI
Faydaları
- Zencefil antioksidan ve antiflamatuvardır. Zencefilin eşsiz kokusu ve lezzeti içindeki doğal yağlardan gelir ve bu yağlardan biri de gingeroldur. Gingerol ise sağlığa oldukça faydası olan bir bileşendir.
- Mide bulantısına iyi gelir. Uzun zaman boyunca deniz tutmasına karşı kullanılan zencefil, günümüzde ameliyat sonrası bulantı ve kusmaları hafifletmek amacıyla da kullanılabilmektedir. Aynı şekilde hamilelik sırasında sabah bulantılarını da azalttığı görülmüştür; ama hamileyseniz doktorunuza danışmanızda fayda var.
- Kas ağrılarına iyi gelir. Düzenli egzersiz yapan insanlar üzerinde yapılan çalışmalarda, on bir gün boyunca günde iki gram zencefil tüketiminin kas ağrılarını azalttığı gözlemlenmiştir.
- Kireçlenme sorunu yaşayanların ağrılarını azaltır. Diz kapağı kireçlenmesinden mustarip 247 kişiyle yapılan bir çalışmada zencefil özü kullananların daha az acı çektiği ve ağrı kesicilere daha az ihtiyaç duyduğu gözlemlenmiştir.
- Kan şekerini düşürür. 2015 yılında, Tip 2 diyabete sahip 41 katılımcıyla yapılan bir çalışmada günde 2 gram toz zencefilin açlık kan şekerini %12 oranında düşürdüğü gözlemlenmiştir.
- Kalp hastalığı risk faktörlerini iyileştirir.
- Kronik hazımsızlığa iyi gelir. Hazımsızlık, üst karın bölgesinde hissedilen, tekrar edici şişkinlik, dolgunluk, erken doygunluk, bulantı gibi bulguları içeren bir durumdur. Midenin boşalmasındaki gecikmenin hazımsızlığın en büyük sebeplerinden biri olduğu düşünülmektedir. Zencefil, midenin boşaltılmasını hızlandırır. Yemekten önce 1.2 gramlık toz zencefil tüketiminin midenin boşaltılmasını %50 oranında hızlandırdığı görülmüştür.
- Toz zencefil, adet sancılarını azaltır. Adet döneminin ilk üç günü boyunca 1 gram toz zencefil kullanan kadınlarda, adet sancılarında önemli miktarda bir azalma olduğu gözlemlenmiştir.
- Kolesterol seviyesini düşürür. Günde 3 gram kadar toz zencefil tüketimi, kötü kolesterol seviyesinin azaltılmasında önemli etkilere sahiptir.
- Kanseri önlemeye yardımcı olabilir. Bağırsak moleküllerinde iltihap belirtisi görülen 30 kişi üzerinde yapılan bir çalışmada, günde 2 gram zencefil özü tüketiminin iyileşmeye katkıda bulunduğu görülmüştür.
- Alzheimer’a iyi gelir. Beyinde, yaşlanmaya bağlı yavaşlamayı azaltır.
- Enfeksiyonlara karşı savaşır. Taze zencefilin içindeki etken maddeler enfeksiyon riskini azaltır. Çeşitli bakteri türlerinin büyümesini engeller. Diş eti iltihaplarına karşı oldukça etkilidir. Solunum yolu enfeksiyonlarının yaygın bir sebebi olan RSV virüsüne karşı da etkili olabilmektedir.
Zararları
- Zencefil, her ne kadar yukarıda gördüğümüz gibi sayısız faydası olan bir bitki olsa da dikkatsiz ve ölçüsüz kullanımı zararlı olabilir.
- Alerjik tepkimelere yol açabilir, kurdeşene sebep olabilir.
- Bilhassa toz halinde alındığında mide ekşimesine yol açabilir.
- Çiğnenmeden yutulmuş zencefil, bağırsak tıkanıklığına sebep olur.
- Ülser hastaları, iltihaplı bağırsak hastaları ve bağırsak tıkanıklığı hastaları, fazla taze zencefil tüketimine olumsuz tepki gösterebilirler.
- Safra taşına sahip bireylerde de olumsuz etki gösterebilir.
- Fazla kullanılması durumunda ritim bozukluklarına yol açabilir.
- Published in ÖNEMLİ BİLGİLER
USKUMRU BALIĞI
Pulsuz, orta sıkılıkta, siyah etli, yağlı, lop etli, sürüler halinde dolaşan göçmen bir kıyı balığıdır. Karın bölgesi sedef beyazıdır. Kolyoza çok benzer. Ortalama 0 cm boyunda ve 100-125 gr ağırlığındadır. Uskumru ile kolyozun sırt desenleri birbirini andırır ancak kolyozun rengi koyu, uskumrunun ise açıktır ve sırt desenleri kolyozdan daha belirgindir. Uskumrunun gözleri küçük, kolyozun ise oldukça iridir.
Fileto olarak alınabilir. Dondurulmuş olanlar genellikle Norveç’ten ithal edilebilmektedir. Bunlar tezgahlarda buzu çözdürülerek yerli uskumru diye sarılmaktadır. Ciddi şekilde yok olma tehlikesi olan türlerdendir.
Pişirme Önerileri ve İpuçları
Yazın yakalananlar pilaki için uygundur. Çiroz için daha yağsız olan mayıskanadı idealdir. Lipari ise yağlı olduğu için çiroz yapmaya uygun değildir. Nisan ve mayıs aylarında kurutup çiroz yapmak için en ideal dönemdir., diğer aylar ise istavrit çirozu için uygundur. Özellikle ızgara, tava ve fırını güzel olur. Keskin ve baharatlı tatlarla uyumludur.
- Published in ÖNEMLİ BİLGİLER
PALAMUT BALIĞI
Orta sıkı, siyah ve bol etli, yağlı, pulsuz, kalın kılçıklı, uzun ve basık gövdelidir. Sürüler halinde yaşayan göçmen bir kıyı balığıdır. Palamut, uskumru, kolyoz ve orkinos gibi aynı familyanın üyeleridir. Sırt bölümünde eğik çizgiler bulunur. Karın bölgesi gümüşi renktedir.
Fileto olarak alınabilir. Ege’de yaşayan tombik, benekli orkinos ve yazılı orkinos türlerinde sırttan karına doğru dalgalar halinde inen alacalı bant ve karın civarında siyah benekler bulunur. Bu cinsin etinin tadı gerçek palamuda göre lezzetsiz olduğundan, satın alırken göz önünde bulundurulmalıdır. Tombik, yazılı ve benekli orkinos, palamut diye satılmak istenir, fakat bunlar farklı türde balıklardır. Önce Karadeniz’den sürüler halinde vanoz ve çingene palamudu, eylülden itibaren de palamut gelmeye başlar. Bu aylarda özellikle torik, palamuttan daha yağlıdır. En lezzetli zamanı havaların soğumasıyla birlikte eylül başından şubat ortalarına kadar olan zamandır. Bu mevsimde çok yağlı olduğundan ızgara ve fırını tavsiye edilir.
Pişirme Yöntemleri ve İpuçları
Siyah etli olduğu için haşlama, buharda pişirme ve çorbası tercih edilir. Izgara, tava, fırın, güveç, konserve ve lakerdası güzel olur.
- Published in ÖNEMLİ BİLGİLER
DİLBALIĞI
Antik çağda, Romalıların baş tanrısı olan ve göklerdeki babamız diye seslendikleri Jüpiter’in sandalına benzetilirmiş. Küçük, ince kılçıklı, pulsuz, sıkı, beyaz etli ve az yağlı yassı dip balığıdır. Beyaz etlilerin en lezzetlilerindendir. Gözleri sol tarafındadır, sağ yanı renksizdir ve sırt yüzgeçleri gözünün önüne kadar uzanır. Karın kısmının rengi pembeye çalar. Oval şekilli bedeni kahverenginin tonlarındadır. Ancak yaşadığı zeminin rengine göre koyulaşıp açılır. Ortalama 30-35 cm boyundadır. 600 gr ağırlıkta ve 50 cm boyunda olanları da görülür. Tat olarak pisi ve kalkana benzetilse de kendine özgü ayrı bir tadı vardır. Dilbalığının ülkemizde 15 değişik türü bulunmaktadır. Genelde her mevsim bulunabilen, ekonomik değeri yüksek bir balıktır. Denizlerimizde birçok çeşidi bulunmaktadır.
Tulum çıkartılarak satın alınması tavsiye edilir. Kıyı yöreleri dışında pek tanınan bir balık değildir. Vietnam’dan ithal edilen pangasius balıkları dilbalığı olarak satılmaktadır. Senegal, Pakistan, Gine, Hindistan ve Tunus’tan ithalatı da yapılmaktadır. Kış aylarında eti kıvamına ulaşarak dolgun ve lezzetli olur. Kasım ve mart ayları en lezzetli dönemidir.
Pişirme Yöntemleri ve İpuçları
Birçok pişirme yöntemine uygundur. Pisi ve kalkan tarifleri bu balığa da uygulanabilir. Izgara, tava, buğulama, haşlaması tercih edilebilir. Kremalı ve hafif soslarla pişirilebilir.
- Published in ÖNEMLİ BİLGİLER
TONBALIĞI(ORKİNOS)
Pulsuz, yağlı, siyahi lop ve sıkı etli bir balıktır. Sırtı koyu metalik mavidir. Yanları koyu gri, karnı gri beyazdır. Uzunluğu 3-4 m. ve ortalama 100-150 kg’dşr. En çok 00 kg kadar olabilir. Sürü halinde yaşayan gezici balıklardandır. Hemen hemen Akdeniz ve Ege’yi dolaşır. Gıda endüstrisi yönünden değeri yüksektir. Konservesi yaygındır.
Fileto yapılarak alınması tercih edilir. Avusturalya ve Libya’dan ithalatı yapılmaktadır. Uluslararası Tonbalığı Kurulu’nca avlanmasına kota getirilmiştir. Sadece 15 mayıs-15 haziran arasında kotası kadar avlanmasına izin verilir.
Pişirme Yöntemleri ve İpuçları
Yağlı bir balık olduğu için mümkün olduğunca az yağ kullanılarak pişirilmelidir. Izgara, fırın, buğulama, güveç ve konserve olarak tercih edilebilir. Kremalı ve keskin soslarla iyi gider.
- Published in ÖNEMLİ BİLGİLER
SOMON BALIĞI
Kültür üretimi ve ithalatı yoğun olan somon yağlı orta sıkı iri pukku, lop ve siyah etlidir. Göçmen balıklardandır. Gümüşi pullarla kaplıdır. Sırtı ve yanakları siyahımsız mavidir. Eti turuncu renkte yanlarına doğru gittikçe açılan mavi yeşile çalan gümüşi parlaktadır. Karnı parlak, beyaz renkte olmasına rağmen sarımsı ve kırmızımsı tonlar da göze çarpar. Doğal somonlar, tatlısuda yetişip denize göç eden ve sonra yumurtlamak için tekrar tatlı sulara dönen göçmen balıklardır. Bu göçlerinde inanılmaz bir çabayla aşılması olanaksız görünen engelleri geçerler; metrelerce yukarı atlayarak akıntıya karşı yüzerek alçak şelaleleri aştıkları da görülür. En çok ithal edilen Atlantik somonu tek türden oluşur ve gümüş rengi sırtında minik siyah noktalar bulunur. Koyu pembe, sıkı etli olurlar. Kafaları küçük, gövdeleri büyüktür. Pasifik somonu ise altı tür içerir. Beşi Kuzey Amerika’ya biri ise Japonya’ya özgüdür.
Fileto olarak da alınabilir. Norveç ve Avusturalya’dan ithalatı yapılmaktadır. Denizalasının Karadeniz’de çiftliklerde üretilerek Norveç somonu yerli somon olarak satıldığı da unutulmamalıdır. Yurtdışında kültür üretimi yoğun şekilde yapılmaktadır. Ülkemizde ithal edilenlerin çoğu da kültür üretimidir. Omega-3 yönünden çok zengindir.
Pişirme Yöntemleri ve İpuçları
Siyah etliler grubuna dahil olmasına rağmen birçok tarif uygulanabilmektedir. Izgara, tava, buğulama, fırın, ısı uygulamadan pişirme ve haşlama olarak tercih edilebilir. Keskin ve kremalı soslarla uyumludur.
- Published in ÖNEMLİ BİLGİLER